Bir an bilginin su, öğrenmenin de bir kovayla bu suyun depolanacak yere taşınması olarak düşünelim. Normal olarak kovaya suyu doldurup, doldurup istediğimiz yere taşımamız gerekir. Yani kovanın sağlam bir kova olması gerekir.
Fakat gerçekte, beynimiz öğrenme sırasında bilgiyi sağlam bir kovayla taşıma şeklinde hafızasına aktaramaz. Beynin öğrendiği bilgileri hafıza deposuna taşırken kullandığı kova, üzerinde birçok deliklerin olduğu ve birçok yerinde su sızdıran bir kovaya benzemektedir. Yani beynimize giren bilgilerin çoğu sonunda sızdırılmakta ve çok azı hafıza depolarımıza aktarılabilmektedir.
Sızdıran kova benzetmesi pek hoşunuza gitmemiş olabilir, ama bu gerçeğin ta kendisidir. Çoğu insan hafıza deposuna bilgi taşıdığı kovanın üzerinde birçok deliğin olduğunun farkında değildir. Yaptığı tek şey sürekli koşturarak böyle bir kovayla hafıza deposuna bilgi taşıma gayretidir. Kova üzerindeki deliklerin nasıl tkınacağını bilmediği sürece yapabileceği tek şey kovayı taşırken daha hızlı koşmaya çalışmaktır ki, bu da çaresizce daha fazla yorulmaktan başka birşey değildir.
Sızdıran bir kovayı sağlam bir kovaya dönüştüremediğiniz sürece, öğrendiğiniz her şeyin % 90’ı unutulacaktır!
- Bir derste öğrenilen bilgilerin % 5’i hatırlanabiliyor (örnek: okul dersleri / üniversite dersleri)
- Okunarak öğrenilen bilgilerin % 10’u hatırlanabiliyor (örnek: Kitaplar, makaleler)
- Görsel ve işitsel öğelerden öğrenilen bilgilerin % 20’si hatırlanabiliyor (örnek: Uygulamalar, videolar)
- Öğrenilen bilgiyle ilgili bir gösteri görüldüğünden bilginin % 30’u hatırlanabiliyor
- Grup tartışması yaparak öğrenilen bilgilerin % 50’si hatırlanabiliyor
- Uygulanan bilgilerin % 75’i hatırlanabiliyor
- Öğrenildikten sonra hemen kullanılan veya diğerlerine öğretilen bilgilerin % 90’ı hatırlanabiliyor